|
2009, Volume 25, Number 2, Page(s) 020-026
|
|
DOI: 10.5146/tjpath.2009.00967 |
Pediatric Intracranial Ependymal Tumors: Clinicopathologic Evaluation of 28 Cases |
Yeşim ERTAN1, Murat SEZAK1, Mehmet KANTAR2, Tuncer TURHAN3, Serra ARUN4, Nazan ÇETİNGÜL2, Taner AKALIN1 |
1Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, İZMİR, TÜRKİYE 2Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Pediatrik Nöroonkoloji Bilim Dalı, İZMİR, TÜRKİYE 3Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı, İZMİR, TÜRKİYE 4Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı, İZMİR, TÜRKİYE |
Keywords: Ependymoma, Prognosis, p53 tumor supressor protein, Ki67 Antigen, Brain tumor |
|
Objective: In the present study we aimed to assess the prognostic
value of age, tumor localization, extent of surgery, histological grade,
p53 protein and Ki67 proliferation index in pediatric cases diagnosed
as ependymoma.
Material and Method: Twenty-eight pediatric ependymoma cases
diagnosed from 1997 to 2007 in our department were included in
the study. The relation between age, tumor localization, extent of
surgery, histological grade, Ki67 proliferative index, p53 tumor
supressor protein, and survival for the 23 cases with follow up data
were evaluated.
Results: Histologically, 14 of the tumors were anaplastic and 14
classical ependymoma. 13 of the 16 cases with Ki67 equal or lower
than 10% and one of the 12 cases with Ki67 more than 10% were
grade 2 ependymoma. A significant relation was found between Ki67
and histological grade. p53 protein was positive in 10 cases, negative
in 18. Seventy percent of the mutant p53 immunreactive cases were
grade 3 ependymomas. No significant relation was found between
p53 expression and histological grade.
Of the 23 cases with follow up, the mean survival was 16 months for
six patients younger than three years and 83,7 months for 17 patients
older than three years. A significant relation was found between age
and survival.
No significant relation was found between histological grade,
expressions of p53, and Ki67, and tumor localization, extent of
surgery and survival.
Conclusion: In the present study, a significant relation was found
between histological grade and Ki67 proliferation index. Age was the
only prognostic factor shown to have prognostic significance in cases
of pediatric ependymoma. |
|
|
Pilositik astrositom ve medulloblastomlardan sonra en
sık görülen çocukluk çağı santral sinir sistemi tümörü
olan ependimomlar tüm beyin tümörlerinin %6-12'sini
oluşturur 1. Ependimomlar çocuklarda sıklıkla posterior
fossa'da yerleşim gösterir. Tümör lokalizasyonu prognostik
açıdan önemlidir. Özellikle makroskopik tümör rezeksiyonu
uygulanmış spinal lokalizasyonlu olgularla karşılaştırıldığında
intrakranial lokalizasyonlu olgularda prognoz
oldukça kötüdür 2. Bu olgularda 5 yıllık yaşam süresi
oranı tedavi protokollerine rağmen %70'i geçememektedir.
Ependimomlarda prognozun kötü seyretmesinin en önemli
nedeni tedaviye rağmen hastalığın olguların yaklaşık
yarısında nüks etmesidir 3-5. Bu nedenle ependimomlarda
tanı anında riskli hastaları saptayabilmek için, prognostik
faktörleri araştıran çok sayıda araştırma yapılmıştır. Yaş,
cinsiyet, tümör lokalizasyonu, rezeksiyon tipi gibi klinik
parametreler yanı sıra histolojik derece, Ki67 proliferatif
indeksi ve p53 proteini gibi histopatolojik parametreler
prognostik açıdan çeşitli araştırmalarda incelenmiş,
tartışmalı sonuçlar bulunmuştur 2,4,5-12.
Bu çalışmadaki amacımız, ependimom tanısı alan pediatrik
olguların yaş, tümör lokalizasyonu, cerrahi tipi, histolojik
derece, p53 proteini ve Ki67 proliferatif indeksinin prognoza
olan etkilerini araştırmaktır. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Bu çalışmaya 1997-2007 yılları arasında Anabilim Dalımızda
ependimom tanısı alan 28 çocuk olgu dahil edildi. Bu yıllar
arasında toplam 32 çocuk olguya ependimom tanısı verildi.
Çalışmaya alınmayan dört olgudan ikisi miksopapiler
ependimom, biri tanisitik ve biri klasik ependimom (spinal
yerleşimli) idi.
Olguların Hematoksilen-Eozin ve immünhistokimya
uygulanan preperatları (GFAP, EMA, p53, Ki67) tekrar
değerlendirildi. Histolojik derecelendirme, 2007 Dünya
Sağlık Örgütü Santral Sinir Sistemi Tümörleri Sınıflaması
temel alınarak yapıldı1. Derece 2 tümörler için esas
alınan kriterler nükleuslarda üniformite, perivasküler
psödorozetler, gerçek rozetler, 10 büyük büyütme alanında
beşin altında mitoz, derece 3 tümörler için ise nükleer
pleomorfizm ve/veya hiperkromazinin de eşlik ettiği
belirgin sellülarite artışı, 10 büyük büyütme alanında
5'in üstünde mitoz, vasküler endotelyal proliferasyon
ve psödopalizatlı nekrozdan oluşmaktaydı5. Derece 3
tümörler için tanımlanan bu kriterlerden en az ikisinin
olmasına dikkat edildi. Derece 3 tümörler için tanımlanan
kriterlerden sadece nekrozun izlendiği tümörler derece 2
ependimom olarak değerlendirildi.
Olguların klinik izlemleri pediatrik nöro-onkoloji grubu
kayıt arşivinden elde edildi. Beş olgunun operasyon sonrası
klinik takibine ulaşılamadı. Klinik takibine ulaşılan 23
olguda p53 proteini, Ki67 proliferatif indeksi ve histolojik
derece yanı sıra yaş, tümör lokalizasyonu cerrahi tipi, gibi
parametreler ile prognoz arasındaki ilişki istatistiksel olarak
değerlendirildi.
İmmünhistokimyasal Yöntem
İmmünhistokimyasal yöntemle p53 ve Ki67'nin varlığını
göstermek için %10'luk tamponlanmış formalinde
tespit edilmiş ve parafine gömülmüş dokulardan beş μm
kalınlığında hazırlanan kesitler lizinli lamlar üzerine alındı.
p53 ve Ki67 değerlendirilmesi için ayrılan lamlar bir gece
55ºC'de kurutuldu. Rutin deparafinizasyon ve rehidratasyon
işlemlerinden sonra kesitler önce distile suda, daha sonra
hidrojen peroksit solüsyonunda beşer dakika yıkandı.
Tekrar çeşme suyu ve distile su ile yıkanan kesitler antijenik
determinantların daha iyi açığa çıkarılması için sodyum
sitrat solüsyonu içinde yüksek ısıda (“düdüklü tencere”)
iki dakika tutuldu ve oda ısısına gelene kadar soğutuldu.
Beş dakika TRİS solüsyonuna (pH:7.6) konuldu. p53 için
primer antikorla inkübasyondan önce 10 dakika blok
proteini (DAKO, kod no:X0909) ile inkübasyon yapıldı.
Kesitler, anti-p53 (DAKO, kod no:M 7001) ve MIB-1
(DAKO, kod no: M 7240) primer antikorları ile 30 dakika
inkübe edildi. Primer antikorlar ile bu inkübasyondan sonra
tüm kesitlere işaretlenmiş streptavidin-biotin yöntemi
(DAKO, LSAB-2) ile immünhistokimyasal boyama yapıldı.
Kesitler sırasıyla sekonder antikor (biotinlenmiş Anti-Ig)
ve streptavidin-peroksidaz (DAKO, strept. AB kompleks
/HRP) solüsyonunda on beşer dakika inkübe edildi.
İnkübasyonlar arasında kesitler TRIS solüsyonu ile beşer
dakika yıkandı. Ardından kromojen olarak diaminobenzidin
(DAB) (DAKO) solüsyonunda 15 dakika bekletilen
kesitler son kez TRIS solüsyonu ve distile su ile yıkandı.
Tüm kesitler Harris Hematoksilen ile zıt boyama yapılıp
lityum karbonatta iki dakika bekletilip, dehidrate edildi.
Sonuçların Değerlendirilmesi:
Mutant p53 protein immünreaktivitesi için standart ışık
mikroskobunda x40 objektif kullanılarak güçlü nükleer
boyanma gösteren hücrelerin bulunduğu olgular p53 pozitif
olarak değerlendirildi.
Ki67 pozitifliğinin değerlendirilmesi için x40 objektif ile
boyanmanın en yoğun olduğu bir alanda 1000 hücre sayıldı.
Ki67 pozitif hücrelerin yüzdesi, nükleer boyanma gösteren
hücrelerin 100 hücreye oranı hesaplanarak bulundu.
İstatistiksel Yöntem
İstatistiksel değerlendirmeler SPSS versiyon 15.0 bilgisayar
programı kullanılarak yapıldı. Karşılaştırılan veriler Pearson
ki kare testi, beklenen yaşam süreleri Kaplan Meier testi
kullanılarak hesaplandı. Kaplan Meier testi ile elde edilen
sağkalım değerleri log rank analizi yapılarak karşılaştırıldı.
Ki67 değerinin derece 2 ve derece 3 ependimomları
ayırmadaki etkisi Roc analizi ile test edildi. Roc analizine
göre sensitivite %100, spesifite %72 olduğunda Ki67 sınır
değeri %10 olarak hesaplandı. Bütün belirleyicilerin sayısal
değerleri ve yüzdeleri frekans analizleri ile değerlendirildi. p
değeri 0,05'den küçük bulunduğunda karşılaştırılan değerler
arasındaki ilişki anlamlı kabul edildi. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Olgularımızın tüm klinik, histolojik ve immünhistokimyasal
verileri Tablo I'de özetlenmiştir.
Olgularımızın 10'u (%35,7) kız, 18'i (%64,3) erkek olup,
yaşları 1-13 arasında değişmekteydi (ortalama 6,1±5,5).
Histolojik olarak tümörlerin 14'ü (%50) anaplastik
ependimom (Şekil 1), 14'ü (%50) klasik ependimom idi
(Şekil 2). İmmünhistokimyasal incelemede p53 proteini
10 (%35,7) olguda pozitif, 18 (%64,3) olguda negatif
saptandı. p53 proteini pozitif olguların 7'sinin (%70) derece
3, üçünün ise (%30) derece 2 ependimom olduğu dikkati
çekti. p53 proteini pozitifliği derece 3 olgularda daha sık
görülmüş olmakla birlikte bu ilişki istatistiksel olarak
anlamlı saptanmadı (p= 0,2).
 Click Here to Zoom |
Şekil 1: Belirgin hücresellik, artmış mitotik aktivite ve nükleer
pleomorfizm ile karakterli anaplastik ependimom (H&E, x200). |
Ki67 proliferatif indeksi %1-45 (ortalama %13,3, median
%10) arasında değişmekteydi. Median Ki67 değeri derece
2 ependimom olgularında %6 iken derece 3 olgularda
%15,5 idi. Ki67 proliferatif indeksi %10 ve altında olan 16
olgunun 13'ü (%81,2) derece 2 (Şekil 3A), üçü (%18,8) ise
derece 3 ependimom morfolojisinde, %10'un üstünde olan
12 olgunun da biri (%8,3) derece 2, 11'i (%91,7) derece 3
ependimom (Şekil 3B) morfolojisindeydi. Ki67 proliferatif
indeksinin histolojik derece ile ilişkisi istatistiksel olarak
anlamlı bulundu (p=0.000).
 Click Here to Zoom |
Şekil 3: A) Klasik ependimomda düşük nükleer Ki67 pozitifliği (x200). B) Anaplastik ependimomda yüksek nükleer Ki67 pozitifliği
(x200). |
Klinik izlemine ulaşabildiğimiz 23 olgunun (7'si kız, 16'sı
erkek) altısı üç yaş altında olup, ortalama yaşam süreleri 16
ay iken, üç yaş üstü 17 olgunun ortalama yaşam süreleri 83,7
ay olarak saptandı. Yaş ile ortalama yaşam süresi arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı (p<0,005). Üç
yaş altındaki olgularda prognozun üç yaş üstündeki olgulara
göre daha kötü olduğu dikkati çekti.
Tümör lokalizasyonu açısından olgular kıyaslandığında,
infratentorial yerleşimli tümörü olan 19 olgunun (%82,6) ortalama yaşam süresi 69,8 ay iken, supratentorial yerleşimli
tümörü olan dört olgunun (%17,4) ortalama yaşam süresi
43,7 ay olarak saptandı. Tümör lokalizasyonu ile ortalama
yaşam süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
bulunmadı (p=0,7).
Cerrahi olarak total tümör rezeksiyonu yapılan 15 olgunun
(%65,2) ortalama yaşam süresi 78,1 ay iken, subtotal tümör
rezeksiyonu yapılan sekiz olgunun (%34,8) ortalama yaşam
süresi 43,5 ay olarak saptandı. İstatistiksel olarak cerrahi
tipi (total veya subtotal) ile yaşam süresi arasında anlamlı
bir ilişki saptanmadı (p=0,2).
Klinik takibi olan olguların 13'ü (%56,5) anaplastik, 10'u
(%44,5) klasik ependimom idi. Histolojik derecesi 2 olan
10 (%43,5) olgunun ortalama yaşam süresi 66,5 ay iken, derece 3 olan 13 (%56,5) olgunun ortalama yaşam süresi
66,6 ay olarak saptandı. İstatistiksel olarak histolojik derece
ile yaşam süresi arasında anlamlı bir ilişki yoktu (p=0,5).
Ki67 proliferatif indeksi %10 ve altında olan 11 olgunun
(beşi yaşıyor) ortalama yaşam süresi 64,5 ay iken, Ki67
değeri %10'un üstünde olan 12 (yedisi yaşıyor) olgunun
ortalama yaşam süresinin 60,7 ay olduğu saptandı. Ancak
istatistiksel olarak Ki67 proliferatif indeksi ile yaşam süresi
arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (p=0,73).
p53 immün ekspresyonu olmayan 13 olguda (%56,5)
ortalama yaşam süresi 55 ay, pozitif immün ekspresyonu
olan 10 olguda (43,5) ise ortalama yaşam süresi 78,8 ay
olarak saptandı. p53 immün reaktivitesi ile yaşam süresi
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı
(p=0,5). |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Disscussion
References
|
|
Çocukluk çağı ependimomlarında gerek klinik gerekse
histolojik parametrelerin prognostik önemi hala
tartışmalıdır. Ependimomlarda prognostik faktörleri
belirlemek için yapılan çalışmalarda yaşın prognoza
etkisini saptamak için olgular genellikle üç yaş altı ve
üstü olarak gruplandırılmıştır. Tihan ve ark. 5, 96
ependimom olgusundan oluşan çalışmalarında, olgularının
%53'ünün (51 olgu) üç yaş altında olduğunu ve bu yaş
grubunda, prognozun üç yaş üstündeki olgulara göre
daha kötü olduğunu vurgulamışlardır. Perilongo ve ark. 10, ise çalışmalarında yaş için sınır değeri beş yaş olarak
belirlemişler ve beş yaş altındaki olgularda prognozun beş
yaş üstündekilere göre daha kötü olduğunu belirtmişlerdir.
Figarella-Branger ve ark. 6, ependimomlarda yaşın, cerrahi
tipi ve tümör lokalizasyonundan bağımsız bir prognostik
faktör olduğunu öne sürmüşlerdir. Ependimomlarda yaşın
prognoza etkisinin olmadığını öne süren çalışmalar da
bulunmaktadır 4,6,13-15. Çalışmamızda, üç yaş altındaki
çocuklarda üç yaş üstündekilere göre ortalama yaşam
süresinin daha kısa olduğu saptandı.
Literatürde tümör lokalizasyonunun prognoza etkisi ile
ilgili bildirilen sonuçlar da tartışmalıdır. Posterior fossa
yerleşimli tümörlerde prognozun daha iyi olduğunu savunan
çalışmalar16,17 yanı sıra aynı lokalizasyonlu tümörlerde
prognozun daha kötü olduğunu öne süren çalışmalar da
bulunmaktadır18. Çeşitli çalışmalarda ise supratentorial
yerleşimli tümörlerde, prognozun kötü olmasının, bu
lokalizasyonlarda sıklıkla anaplastik ependimomların
görülmesine bağlı olduğu öne sürülmektedir2,19. Ancak
bu çalışmada, supratentorial yerleşimli altı olgunun sadece
ikisi derece 3 ependimom idi.
Akyüz ve ark.,20 ve Wolfsberger ve ark.9, ependimom
olgularında tümör lokalizasyonunun prognoza etkisinin
olmadığını saptamışlardır. Çalışmamızda olgularımızın
%82,6'sında tümör infratentorial yerleşimli, %17,4'ünde
ise supratentorial yerleşimli idi ve tümör lokalizasyonunun
prognozla ilişkisi bulunamadı.
Ependimomlarla ilgili çok sayıda çalışmada tümörün
cerrahi olarak tamamına yakınının çıkarılmasının
prognozda önemli bir parametre olduğu vurgulanmaktadır2,5,9,10,21. Bu çalışmada, total tümör eksizyonu yapılan
olgularla, subtotal çıkarılan olgular arasında prognoz
açısından anlamlı bir fark saptanmadı ancak bu bulgunun
olgu sayımızın nispeten az olması ile ilişkili olduğunu
düşünüyoruz.
Ependimomlarda histolojik derecenin prognostik önemini
ortaya koyan çok sayıda çalışma bulunmaktadır6,10,19,22-26. Bu çalışmalarda, histolojik derecenin özellikle
hastalıksız sağkalımı etkilediği vurgulanmıştır. Tihan
ve ark.5 çalışmalarında histolojik derecelendirme için
Dünya Sağlık Örgütü kriterlerini esas aldıklarını ve vasküler
endotelyal proliferasyon, 10 büyük büyütme alanında 10'un
üstünde mitoz, psödopalizatlı nekroz, nükleer hiperkromazi
ve pleomorfizmin eşlik ettiği belirgin sellülarite artışı
bulgularından en az ikisini gösteren olguları derece 3
olarak ele aldıklarını belirtmişlerdir. Aynı çalışmada
derece 3 ependimomlarda hastalıksız sağkalımın, derece
2 ependimomlara göre daha kısa olduğu vurgulanmıştır.
Bu çalışmalardaki bulguların aksine, ependimomlarda
histolojik derecenin prognozla ilişkisinin olmadığını öne
süren çalışmalar da bulunmaktadır27-32. Literatürde
histolojik derece ile ilgili farklı sonuçların olması patologlar
arası yorum farkı ve farklı histolojik kriterlerin kullanılması
olarak yorumlanmaktadır5. Çalışmamızda, histolojik
derece ile prognoz arasında bir ilişki bulunmadı.
Ependimomlarda p53 gen mutasyonunun nadir olarak
görüldüğü, yapılan bazı çalışmalarda bildirilmiştir33-36.
Korshunov ve ark.37, p53 protein ekspresyonunun düşük
dereceli ependimom olgularının hiçbirinde izlenmediğini
ancak yüksek dereceli 54 olgunun 31'inde nükleer p53
pozitifliğini saptadıklarını bildirmişlerdir. Aynı çalışmada
p53 protein ekspresyonunun kısa sağkalım ile ilişkili
olduğunu öne sürmüşlerdir.
Verstegen ve ark.38, ise p53 protein ekspresyonunun
ependimomlarda histolojik derece ile ilişkisini saptayamadıklarını
fakat p53 proteini pozitif olgularda prognozun
kötü olduğunu vurgulamışlardır. Rushing ve ark.39,
37 ependimom olgusundan oluşan çalışmalarında p53
proteininin yüksek dereceli olgularda pozitif reaktivite gösterdiğini ancak prognozla bir ilişkisinin olmadığını
ortaya koymuşlardır. Çalışmamızda, yapılan çalışmalara
benzer şekilde, nükleer p53 protein pozitifliği gösteren
olguların %70'ini derece 3 olgular oluşturmaktaydı
ancak p53 reaktivitesi ile histolojik derece arasında bir
ilişki saptanmadı Ayrıca p53'ün prognoz ile ilişkisi de
bulunmadı.
Literatürde birçok çalışmada, ependimomlarda Ki67
proliferatif indeksinin önemli bir prognostik belirleyici
olduğu belirtilmiştir. Astrositomlarla kıyaslandığında,
ependimomlarda Ki67 proliferatif indeksinin prognoz
açısından daha önemli olduğu bildirilmiştir9,21. Ritter
ve ark.12, 34 ependimom olgusu içeren çalışmalarında
Ki67 proliferatif indeksi %20'nin üzerinde olan olgularda
prognozun daha kötü olduğunu, bu olgularda nekroz,
artmış mitotik aktivite ve vasküler proliferasyonun daha
sık görüldüğünü böylece anaplastik ependimom tanısında
Ki67 proliferatif indeksinin önemli bir belirleyici olduğunu
belirtmişlerdir. Benetto ve ark.11, posterior fossa
yerleşimli tümörü olan 74 pediatrik ependimom olgusunda
Ki67 proliferatif indeksinin önemli bir prognostik belirleyici
olduğunu, nekroz ve mikrovasküler proliferasyonun
bulunduğu tümörlerde Ki67'nin yüksek oranda nükleer
pozitiflik gösterdiğini öne sürmüşlerdir. Preusser ve ark.40, intrakranial yerleşimli tümörü olan 78 ependimom
olgusunda Ki67'nin güvenilir ve umut verici bir prognostik
belirleyici olduğunu vurgulamışlardır. Çalışmamızda, Ki67
proliferatif indeksi düşük olan olguların %81,2'sini derece 2
ependimom olguları, Ki67 proliferatif indeksi yüksek olan
olguların ise %91,7'sini derece 3 olguları oluşturmaktaydı.
Histolojik derece ile Ki67 proliferatif indeksi arasında
anlamlı bir ilişki bulundu; ancak Ki67'nin prognoz ile
ilişkisi saptanmadı.
Sonuç olarak bu çalışmada, üç yaş altındaki olgularda
sağkalım süresinin kısa olduğu ve histolojik derece
ile Ki67 proliferatif indeksi arasında anlamlı bir ilişki
olduğu bulundu. Ependimomların derecelendirilmesinde
immünhistokimyasal olarak belirlenen Ki67 proliferatif
indeksinin, klasik morfolojik değerlendirmeye katkısı
olduğunu düşünüyoruz. |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
References
|
|
1) Louis DN, Ohgaki H, Wiestler OD, Cavenee WK (Eds): Tumors
of the Central Nervous System. Pathology and Genetics: World
Health Organization International Classification of Tumours.
Lyon, IARC Press, 2007, 72-81
2) Korshunov A, Golanov A, Sycheva R, Timirgaz V: The histologic
grade is a main prognostic factor for patients with intracranial
ependymomas treated in the microneurosurgical era: an analysis
of 258 patients. Cancer 2004, 100:1230-1237 [ PubMed ]
3) McLaughlin MP, Marcus RB Jr, Buatti JM, McCollough WM,
Mickle JP, Kedar A, Maria BL, Million RR: Ependymoma:
Results, prognostic factors and treatment recommendations. Int
J Radiat Oncol Biol Phys 1998, 40:845-850. [ PubMed ]
4) Van Veelen-Vincent ML, Pierre-Kahn A, Kalifa C, Sainte-Rose
C, Zerah M, Thorne J, Renier D: Ependymoma in childhood:
Prognostic factors, extent of surgery, and adjuvant therapy. J
Neurosurg 2002, 97:827-835 [ PubMed ]
5) Tihan T, Zhou T, Holmes E, Burger PC, Ozuysal S, Rushing EJ:
The prognostic value of histological grading of posterior fossa
ependymomas in children: A Children's Oncology Group study
and a review of prognostic factors. Mod Pathol 2008, 21:165-
177 [ PubMed ]
6) Figarella-Branger D, Civatte M, Bouvier-Labit C, Gouvernet
J, Gambarelli D, Gentet JC, Lena G, Choux M, Pellissier JF:
Prognostic factors in intracranial ependymomas in children. J
Neurosurg 2000, 93:605-613 [ PubMed ]
7) Foreman NK, Love S, Thorne R: Intracranial ependymomas:
analysis of prognostic factors in a population-based series.
Pediatr Neurosurg 1996, 24:119-125 [ PubMed ]
8) Robertson PL, Zeltzer PM, Boyett JM , Rorke LB, Allen JC,
Geyer JR, Stanley P, Li H, Albright AL, McGuire-Cullen P,
Finlay JL, Stevens KR Jr, Milstein JM, Packer RJ, Wisoff J:
Survival and prognostic factors following radiation therapy and
chemotherapy for ependymomas in children: A report of the
Children's Cancer Group. J Neurosurg 1998, 88:695-703 [ PubMed ]
9) Wolfsberger S, Fischer I, Höft berger R, Birner P, Slavc I,
Dieckmann K, Czech T, Budka H, Hainfellner J: Ki-67
immunolabeling index is an accurate predictor of outcome in
patients with intracranial ependymoma. Am J Surg Pathol 2004,
28:914-920 [ PubMed ]
10) Perilongo G, Massimino M, Sotti G, Belfontali T, Masiero L,
Rigobello L, Garrè L, Carli M, Lombardi F, Solero C, Sainati L,
Canale V, del Prever AB, Giangaspero F, Andreussi L, Mazza
C, Madon E: Analyses of prognostic factors in a retrospective
review of 92 children with ependymoma: Italian Pediatric
Neuro-oncology Group. Med Pediatr Oncol 1997, 29:79-85 [ PubMed ]
11) Bennetto L, Foreman N, Harding B, Hayward R, Ironside J,
Love S, Ellison D: Ki-67 immunolabelling index is a prognostic
indicator in childhood posterior fossa ependymomas.
Neuropathol Appl Neurobiol 1998, 24:434-440 [ PubMed ]
12) Ritter AM, Hess KR, McLendon RE, Langford LA:
Ependymomas: MIB-1 proliferation index and survival. J
Neurooncol 1998, 40:51-57 [ PubMed ]
13) Vinchon M, Soto-Ares G, Riffaud L, Ruchoux MM, Dhellemmes
P: Supratentorial ependymoma in children. Pediatr Neurosurg
2001, 34:77-87 [ PubMed ]
14) Guyotat J, Signorelli F, Desme S, Frappaz D, Madarassy G,
Montange MF, Jouvet A, Bret P: Intracranial ependymomas
in adult patients: Analyses of prognostic factors. J Neurooncol
2002, 60:255-268 [ PubMed ]
15) Ho DM, Hsu CY, Wong TT, Chiang H: A clinicopathologic study
of 81 patients with ependymomas and proposal of diagnostic
criteria for anaplastic ependymoma. J Neurooncol 2001, 54:77-
85 [ PubMed ]
16) Schild SE, Nisi K, Scheithauer BW, Wong WW, Lyons MK,
Schomberg PJ, Shaw EG: The results of radiotherapy for
ependymomas: The Mayo Clinic experience. Int J Radiat Oncol
Biol Phys 1998, 42:953-958 [ PubMed ]
17) Merchant TE, Kiehna EN, Thompson SJ, Heideman R, Sanford
RA, Kun LE: Pediatric low-grade and ependymal spinal cord
tumors. Pediatr Neurosurg 2000, 32:30-36 [ PubMed ]
18) Rawlings CE 3rd, Giangaspero F, Burger PC, Bullard DE:
Ependymomas: A clinicopathologic study. Surg Neurol 1988,
29:271-281 [ PubMed ]
19) Merchant TE, Jenkins JJ, Burger PC, Sanford RA, Sherwood
SH, Jones-Wallace D, Heideman RL, Thompson SJ, Helton KJ,
Kun LE: Influence of tumor grade on time to progression aft er
irradiation for localized ependymoma in children. Int J Radiat
Oncol Biol Phys 2002, 53:52-57 [ PubMed ]
20) Akyüz C, Emir S, Akalan N, Söylemezoğlu F, Kutluk T,
Büyükpamukçu M: Intracranial ependymomas in childhooda
retrospective review of sixty-two children. Acta Oncol 2000,
39:97-100 [ PubMed ]
21) Kurt E, Zheng PP, Hop WC, van der Weiden M, Bol M,
van den Bent MJ, Avezaat CJ, Kros JM: Identification of
relevant prognostic histopathologic features in 69 intracranial
ependymomas, excluding myxopapillary ependymomas and
subependymomas. Cancer 2006, 106:388-395 [ PubMed ]
22) Agaoglu FY, Ayan I, Dizdar Y, Kebudi R, Gorgun O, Darendeliler
E: Ependymal tumors in childhood. Pediatr Blood Cancer 2005,
45:298-303 [ PubMed ]
23) Jaing TH, Wang HS, Tsay PK, Tseng CK, Jung SM, Lin KL,
Lui TN: Multivariate analysis of clinical prognostic factors in
children with intracranial ependymomas. J Neurooncol 2004,
68:255-261 [ PubMed ]
24) Zamecnik J, Snuderl M, Eckschlager T, Chanova M, Hladikova
M, Tichy M, Kodet R: Pediatric intracranial ependymomas:
prognostic relevance of histologicalal, immunohistochemical,
and flow cytometric factors. Mod Pathol 2003, 16:980-991 [ PubMed ]
25) Horn B, Heideman R, Geyer R, Pollack I, Packer R, Goldwein
J, Tomita T, Schomberg P, Ater J, Luchtman-Jones L, Rivlin K,
Lamborn K, Prados M, Bollen A, Berger M, Dahl G, McNeil E,
Patterson K, Shaw D, Kubalik M, Russo C: A multi-institutional
retrospective study of intracranial ependymoma in children:
identification of risk factors. J Pediatr Hematol Oncol 1999,
21:203-211 [ PubMed ]
26) Ernestus RI, Wilcke O, Schröder R: Supratentorial ependymomas
in childhood: clinicopathological findings and prognosis. Acta
Neurochir (Wien) 1991, 111:96-102 [ PubMed ]
27) Schiffer D, Giordana MT: Prognosis of ependymoma. Childs
Nerv Syst 1998, 14:357-361 [ PubMed ]
28) Bortolotto S, Chiadò-Piat L, Cavalla P, Bosone I, Mauro A,
Schiffer D: CDKN2A/p16 in ependymomas. J Neurooncol 2001,
54:9-13 [ PubMed ]
29) Ross GW, Rubinstein LJ: Lack of histopathological correlation
of malignant ependymomas with postoperative survival. J
Neurosurg 1989, 70:31-36 [ PubMed ]
30) Pollack IF, Gerszten PC, Martinez AJ, Lo KH, Shultz B,
Albright AL, Janosky J, Deutsch M: Intracranial ependymomas
of childhood: long-term outcome and prognostic factors.
Neurosurgery 1995, 37:655-666 [ PubMed ]
31) Pierre-Kahn A, Hirsch JF, Roux FX, Renier D, Sainte-Rose C:
Intracranial ependymomas in childhood. Survival and functional
results of 47 cases. Childs Brain 1983, 10:145-156 [ PubMed ]
32) Gerszten PC, Pollack IF, Martínez AJ, Lo KH, Janosky J,
Albright AL: Intracranial ependymomas of childhood. Lack of
correlation of histopathology and clinical outcome. Pathol Res
Pract 1996, 192:515-522 [ PubMed ]
33) Hamilton RL, Pollack IF: The molecular biology of
ependymomas. Brain Pathol 1997, 7:807-822 [ PubMed ]
34) Tominaga T, Kayama T, Kumabe T, Sonoda Y, Yoshimoto
T: Anaplastic ependymomas: clinical features and tumour
suppressor gene p53 analysis. Acta Neurochir (Wien) 1995,
135:163-170 [ PubMed ]
35) Kramer DL, Parmiter AH, Rorke LB, Sutton LN, Biegel JA:
Molecular cytogenetic studies of pediatric ependymomas. J
Neurooncol 1998, 37:25-33 [ PubMed ]
36) Fink KL, Rushing EJ, Schold SC Jr, Nisen PD: Infrequency of
p53 gene mutations in ependymomas. J Neurooncol 1996,
27:111-115 [ PubMed ]
37) Korshunov A, Golanov A, Timirgaz V: Immunohistochemical
markers for prognosis of ependymal neoplasms. J Neurooncol
2002, 58:255-270 [ PubMed ]
38) Verstegen MJ, Leenstra DT, Ijlst-Keizers H, Bosch DA:
Proliferation- and apoptosis-related proteins in intracranial
ependymomas: An immunohistochemical analysis. J Neurooncol
2002, 56:21-28 [ PubMed ]
39) Rushing EJ, Brown DF, Hladik CL, Risser RC, Mickey BE,
White CL 3rd. Correlation of bcl-2, p53, and MIB-1 expression
with ependymoma grade and subtype. Mod Pathol 1998, 11:464-
470 [ PubMed ]
40) Preusser M, Heinzl H, Gelpi E, Höft berger R, Fischer I, Pipp I,
Milenkovic I, Wöhrer A, Popovici F, Wolfsberger S, Hainfellner
JA: Ki67 index in intracranial ependymoma: a promising
histopathological candidate biomarker. Histopathology 2008,
53:39-47 [ PubMed ] |
Top
Abstract
Introduction
Methods
Results
Discussion
References
|
|
|
|