Lenfadenopatilerin ayırıcı tanısı klinik ve patolojik açıdan oldukça önemlidir. Özellikle malignite kuşkusu bulunan lezyonların tanısında klinik ve patolojik korelasyon gereklidir. Çalışmamıza konu olan hastanın yaşı özellikle bazı lenfoid malignitelerin sık görüldüğü bir yaş grubuna uymaktadır. Lenfadenopatinin ön plana çıktığı, ağrısız ve sert bir kitle olarak kendini gösteren bu lenfoid maligniteler (prekürsor B veya T hücreli lenfoblastik lenfoma/lösemiler vb) ayırıcı tanıda akla getirilmelidir. Öte yandan birçok enfeksiyon etkeninin de bu yaş grubunda ve bu bölgede ortaya çıkan lenfadenopatilerle kendini gösterdiği düşünüldüğünde, bu bölgedeki lenfadenopatilerin spesifik tanısının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Sitolojik inceleme tanı amaçlı rutin bir yöntemdir. Bizim hastamızda da sitolojik inceleme için iğne aspirayonu yapılmış ve spesifik tanıya götüren özellikler saptanmıştır. Sellüler yaymada atipik görünümlü hücre saptanmamıştır. Bu görünüm ile metastatik ya da primer bir maligniteden uzaklaşılmıştır. Çok sayıda histiyositin bulunması ve bu histiyositlerin büyük büyütme ile incelenmesi sonucunda sitoplazmaları ndaki partiküllerin görülmesi spesifik bir etkeni akla getirmiştir. Daha önceki çalışmalar da göz önüne alınarak geniş bir literatür taraması yapılmış ve görülen bu intrasitoplamik partiküllerin T. gondii ile uyumlu olabileceği düşünülmüştür4,5,6,7. Ancak serolojik veriler bu yaklaşımı desteklememiştir. Bu durumda T. Gondii genomuna spesifik sekans PCR tekniği ile saptanarak tanı kesinleştirilmiştir. Hastalığın patogenezi incelendiğinde, erken dönemde seronegatifliğin bulunabileceği anlaşılmaktadır. Toksoplazmaya özgü IgM antikor düzeyi semptomların başlamasından 1 hafta sonra yükselmeye başlar8. Çünkü, mikroorganizma immün yanıtı uyarmadan önce makrofajlar içinde çoğalmaktadır. Bu erken aşamada makrofaj içerisinde bulunabilir, ancak seropozitiflik henüz gerçekleşmemiş olabilir.
Viguer ve ark.'ları9 yaptıkları bir çalışmada, toksoplazma lenfadenitinin sitolojik tanısının sensitivitesi ve spesifitesinin oldukça yüksek olduğunu göstermiştir.
Sonuç olarak, toksoplazma lenfadeniti sık rastlanan bir lenfadenopati nedenidir. Klinik olarak ortaya çıkış şekliyle, neoplastik ve nonneoplastik pek çok hastalığı akla getirebilir. Ayırıcı tanıda sitolojik inceleme önemli katkı sağlayabilir. Sitolojik bulgular toksoplazmozis ile uyumlu olmasına karşın, spesifik seropozitifliğin olmadığı durumlarda PCR ile spesifik DNA sekansının gösterilmesi ile tanı konulabilir.
1) Ioachim HL, Ratech H. Iochim's Lymph Node Pathology. 3rd ed., Philadelphia, Lippincott Williams&Wilkins; 2002. p. 173-174.
2) Frosch MP, Anthony DC, Girolami UD. The Central Nervous System. In: Kumar V, Abbas A, Fausto N, editors. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease 7th ed, Philadelphia, Elsevier Saunders; 2005. p.1379.
3) Shimizu K, Ito I, Sasaki H, Takada E, Sunagawa M, Masawa N. Fine needle aspiration of toxoplasmic lymphadenitis in an intramammary lymph node. A case report. Acta Cytol 2001;45:259-262.
4) Caraway NP, Katz RL. Lymph Nodes. In LG Koss ed. Koss's Diagnostic Cytology and Its Histopathologic Basis. 5th ed., Philadelphia, Lippincott Williams&Wilkins; 2006. p: 1195-1196.
5) Pathan SK, Francis IM, Das DK, Mallik MK, Sheikh ZA, Hira PR. Fine needle aspiration cytologic diagnosis of toxoplasma lymphadenitis. A case report with detection of a Toxoplasma bradycyst in a Papanicolaou- stained smear. Acta Cytol 2003;47:299-303.
6) Gupta RK. Fine needle aspiration cytodiagnosis of toxoplasmic lymphadenitis. Acta Cytol 1997;41:1031- 1034.
7) Argyle JC, Schumann GB, Kjeldsberg CR, Athens JW. Identification of a toxoplasma cyst by fine-needle aspiration . Am J Clin Pathol 1983;80:256-258.