Turkish Journal of Pathology

Türk Patoloji Dergisi

Turkish Journal of Pathology

Turkish Journal of Pathology

2014, Vol 30, Num, 2     (Pages: 152-154)

Pemphigoid Gestationis: Light Microscopic and Direct Immunofluorescense Findings

Gülen Gül NİFLİOĞLU 1, Banu LEBE 1

1 Department of Pathology, Dokuz Eylül University, Faculty of Medicine, İZMİR, TURKEY

DOI: 10.5146/tjpath.2013.01172
Viewed: 6145
 - 
Downloaded : 2477

Summary

Pemphigoid gestationis is a rare vesiculobullous dermatosis of pregnancy and puerperium. It is commonly seen in second or third trimester. Skin lesions are characterized by pruritic, urticarial plaques with the development of tense vesicles and bullae. Histopathology demonstrates a subepidermal eosinophil-rich vesiculation. Direct immunofluorescence microscopy reveals linear complement 3 and immunoglobulin G deposition along the basement membrane. We present a rare case of pemphigoid gestationis occurring in a 33-year-old pregnancy woman with symptom of generalized pruritis. Pemphigoid gestationis should be kept in mind in the differential diagnosis of vesiculobullous dermatitis of pregnancy.

Introduction

Gestasyonel pemfigoid (GP), gebelik ya da puerperium döneminin seyrek görülen, otoimmün, subepidermal büllöz dermatozudur. Molar gebelik ve koryokarsinomla ilişkili olgular da bildirilmiştir[1-6,8,9]. Yenidoğanın %10’u aktif hastalık belirtileri gösterebilir. Dolaşan immünglobulin G1 (IgG1) subtipindeki immünglobulinler anne ve yenidoğandaki bül oluşumundan sorumludur[1,3]. Histopatolojik olarak, belirgin papilla ödemine eşlik eden perivasküler lenfositik ve eozinofil lökositer infiltrasyon ile subepidermal veziküller izlenir. Ayırıcı tanıda gebeliğin kaşıntılı ürtikaryal papül ve plakları (PUPPP), büllöz pemfigoid (BP), ilaç erüpsiyonu ve allerjik kontakt dermatit bulunmaktadır[3,7].

Burada GP tanılı olgu, seyrek görülmesi, gebelikte izlenen vezikülobüllöz dermatitlerin ayırıcı tanısında yer alması ve tipik direkt immünflöresan (DİF) bulguları nedeni ile literatüre ek bir olgu olarak sunulmaktadır.

Case Presentation

33 yaşında son trimester gebe olan kadın hasta yaygın kaşıntı yakınması ile dermatoloji kliniğine başvurdu. Lezyonlar veziküler özellikteydi. GP ve PUPPP klinik ön tanıları ile femoral bölgedeki veziküler lezyonlara insizyonel biyopsi yapıldı.

Femoral bölgeden alınan deri biyopsisinin ışık mikroskopik incelemesinde, epidermiste ortokeratoz, düzensiz akantoz, fokal spongiozis ve az sayıda eozinofil lökosit ekzositozu izlendi (Şekil 1). Epidermal bazal tabakada az sayıda eozinofil lökosit ekzositozu, vakuoler değişiklikler ve bir alanda subepidermal fibrin ile nötrofil ve eozinofil lökosit birikimleri dikkati çekti (Şekil 2). Papiller dermis yoğun ödemliydi. Dermiste ayrıca süperfisyel perivasküler eozinofil lökositleri de içeren lenfositik hücreler ve interstisiyel paternde eozinofil lökositlerin de yer aldığı gözlendi. Ayrıca dermal damarlarda lenfositik vaskülit paterni ile eritrosit ekstravazasyonları dikkati çekti.

Sekil 1: Epidermiste ortokeratoz, düzensiz akantoz, fokal spongiozis ve eozinofil lökosit ekzositozu (H&E, x20).

Sekil 2: Epidermal bazal tabakada az sayıda eozinofil lökosit, vakuoler değişiklikler ve subepidermal fibrin, nötrofil ve eozinofil lökosit birikimi (H&E, x40).

Hastanın lumbal bölgesinden alınan deri biyopsisinin direkt immünflöresan incelemesinde, epidermal bazal membranda lineer IgG (Şekil 3) ve kompleman 3 (C3) (Şekil 4) depolanmaları saptandı.

Sekil 3: Direkt immünflöresan incelemede epidermal bazal membranda lineer immünglobulin G birikimi (İmmünglobulin G antikoru, x40).

Sekil 4: Direkt immünflöresan incelemede epidermal bazal membranda lineer kompleman 3 (C3) birimi (Kompleman 3 antikoru, x20).

Discussion

GP ilk defa 1872’de John Lows Miton tarafından “herpes gestationis” adıyla tanımlanmıştır. İlerleyen yıllarda viral ve immünolojik gelişmeleri izleyerek, büllöz pemfigoid ile arasındaki benzerlikler ortaya çıkmış ve GP adını almıştır[3,6-8].

GP semptomları gebeliğin 2. -3. trimesterinde ya da erken postpartum dönemde ortaya çıkar ve bu döneme sınırlıdır. Olguların %75’inde gebeliğin son haftalarında rölatif bir remisyon ve erken postpartum dönemde ise alevlenme görülür. Sonraki gebelikler, menstürasyon ve oral kontraseptif kullanımı ile sekonder alevlenmeler bildirilmiştir. Bu durum östrojen ve progesteronun düzenleyici rolünü düşündürmektedir. Sonraki gebeliklerde daha erken başlangıç ve daha şiddetli klinik ile giden tekrarlama eğilimi de vardır[1-4,7,8]. Olgumuzda da literatüre benzer şekilde lezyonlar 3. trimesterde ortaya çıkmıştır.

GP’ de primer otoantikorların hedefi hemidesmozomal transmembran proteininin ekstrasellüler domaini BP180’ dir[2]. 1973’ de Provost ve Tomasi tarafından serumdaki GP otoantikoru “PG faktör” adıyla tanımlanmıştır. PG antikorları IgG ailesinin IgG1 ve IgG3 alt tipindedir[8]. Serumdaki PG faktörün deri, amnion ve plasentanın koryon tabakalarının bazal membranına bağlandığı gösterilmiştir. Bu otoantikorların transplasental olarak fetüse geçişi söz konusudur ve fetüs serumunda da tespit edilebilirler[4,7].

Klinik prezentasyon ve gidiş değişkendir. Kaşıntılı vezikülobüllöz erüpsiyonla karakterizedir. Bunu eritemli ürtikaryal papül ve plaklar izler. Lezyonlar gergin vezikül ve büllere ilerler[1,2,7-9]. Olgumuz şiddetli kaşınma yakınması ile ilk başvurusunu yapmıştır.

Histopatolojik tablo biyopsi zamanı ve primer lezyonun doğasına bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu yüzden çoğu hastada tanısal olmayan histopatolojik bulgular gözlenebilir[2]. Temelde subepidermal bül oluşumu ile karakterizedir. Bazal membran boyunca devam eden ayrılmaya, yoğun dermal papiller ödem ile eozinofil, lenfosit ve histiyositlerden oluşan perivasküler infiltrat eşlik etmektedir. Eozinofiller dermo-epidermal bileşkede ve sıklıkla bül içerisinde yer alırlar[1,3,6-8].

Histopatolojik ayırıcı tanıda PUPPP, BP, ilaç erüpsiyonu ve allerjik kontakt dermatit bulunmaktadır[3,7]. Klinik gidiş ve tedavi farklı olduğundan özellikle PUPPP’den ayrımı önemlidir[1,2]. PUPPP, gebelikte gelişen en sık dermatozdur. GP’in tersine PUPPP ilk gebeliğin 3. trimesterinde görülür. Sonraki gebeliklerde tekrarlama eğilimi ve fetüse yan etkileri yoktur. Histopatolojik olarak bül görülmeyen dönemdeki GP bulgularına oldukça benzer. Bazen tek ayrım DİF ile yapılabilmektedir. PUPPP’ de DİF negatiftir. GP, BP’ e benzer şekilde otoimmün vezikülobüllöz bir hastalıktır. Farklı patogenetik mekanizmalara sahip olan BP, primer olarak 7-8. dekatta görülmektedir. BP ile GP’in histopatolojik görünümleri oldukça benzemektedir. Klinik özellikler ve özellikle hastanın gebe oluşu ayırıcı tanıda yardımcıdır[2,5,7].

GP tanısı için altın standart DİF’ tir[2,3,8]. Olgumuzda gözlediğimiz gibi, DİF incelemede, perilezyonal deride bazal membranda lineer C3 (%100) ve bazen IgG (%30-40) depolanması gözlenir[2-4,9].

Tedavi kaşıntıyı önleme ve yeni bül oluşumunu engellemeye yöneliktir[1,3,8].

Sonuç olarak, GP seyrek görülen, otoimmün büllerle karakterli bir deri hastalığıdır. Çevresel ve immünolojik uyarılar hastalık patogenezinde rol oynamaktadır. Gebelikte izlenen kaşıntılı ve vezikülobüllöz dermatitlerde mutlaka ayırıcı tanıya alınması gereken bir antitedir.

TEŞEKKÜR
Makalenin poster oluşturma aşamasındaki katkılarından dolayı Prof. Dr. Uğur Pabuççuoğlu’na teşekkür ederiz.

Keywords : Gestational pemphigoid, Pregnancy, Skin diseases, Vesiculobullous