Her iki antikor için de kesitlerde bulunan normal kolon mukozası internal pozitif kontrol olarak kullanıldı. Buna göre E-cadherin için normal kolon mukozası epitel hücrelerinin sitoplazmik membranları, Ki-67 için kriptlerin 1/3 alt kısmında proliferatif zondaki epitel hücrelerinin nükleuslarının boyanması esas alındı. Sonuçlar Olympus BX50 ışık mikroskobu ile değerlendirildi.
Olguların E-cadherin ile boyanma yoğunluğunun değerlendirilmesi Schuhmacher ve arkadaşlarının[6] çalışmalarında uyguladıkları gibi 4 gruba ayrılarak yapıldı. Buna göre her kesitte mevcut olan normal kolon mukozası ile aynı yoğunlukta boyanan tümörler normal yoğunlukta (+++), normal kolon mukozasına göre daha az şiddette boyanan tümörler azalmış yoğunlukta (++), boyanma şiddeti zorlukla seçilen tümörler minimal yoğunlukta (+) olarak gruplandırıldı. Boyanma kriteri olarak sitoplazmik membran boyanması esas alındı ve sitoplazmik membran boyanması olmaksızın yoğun sitoplazmik veya nükleer boyanma negatif kabul edildi. Tümöral dokudaki %25’ den daha az olan membranöz boyanmalar negatif olarak kabul edildi.
Ki-67 ile boyanan olgular değerlendirilirken X40 objektif ile toplam 1000 tümör hücresi sayılarak pozitif boyanan nükleusların yüzdesi saptandı. Tüm nükleer boyanmalar boyanma şiddetindeki farklılıklara bakılmaksızın pozitif kabul edildi. Ki-67 boyanma indeksi pozitif boyanan hücrelerin yüzdesi olarak ifade edildi.
İstatistiksel olarak tümörlerin histolojik alt tip, diferansiyasyon ve evrelerine göre E-cadherin boyanma yoğunluğu bakımından farklılıklarını belirlemede Ki-kare, Ki-67 indeksi bakımından farklılığını belirlemede ise Mann- Whitney U testi kullanıldı.
Olgular E-cadherin ekspresyonu açısından incelendiğinde 102 olgunun 89’unda (%87) E-cadherin pozitifliği saptandı (Resim 1). Geriye kalan 13 olguda (%13) E-cadherin ekspresyonu izlenmedi. E-cadherin pozitif olgularda boyanma yoğunluğu 34 olguda (%33) (+++), 32 olguda (%31) (++), 23 olguda (%23) (+) olarak bulundu (Tablo 1). Tümörlerin histolojik alt tiplere ve diferansiyasyonlarına göre E-cadherin boyanma yoğunluğuna bakıldığında ADAK ve MK’da, İDAK ve ODAK’lara oranla E-cadherin boyanma şiddetinde azalma izlendi (p<0.001). E-cadherin immünreaktivitesi ile olguların evresi arasında belirgin bir ilişki izlenmedi (p>0.05) (Tablo 2). E-cadherin pozitifliği ile lenf nodu veya uzak organ metastazı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulunmadı (p>0.05).
Resim 1: İDAK’da (+++) membranöz E-cadherin immünreaktivitesi (X400).
Tablo 1: E-Cadherin boyanma yoğunluğunun histolojik alt tiplere ve diferansiyasyona göre dağılımı
Tablo 2: E-Cadherin boyanma yoğunluğunun evrelere göre dağılımı
Olgular Ki-67 immünreaktivitesi açısından incelendiğinde, 102 olgunun 16’sında (%16) boyanma izlenmezken 86 olguda (%84) ise Ki-67 indeks ortalaması %16.7 (±16.8) olarak bulundu (Resim 2). Histolojik tiplere ve diferansiyasyonlarına göre olgularda Ki-67 indeks ortalamalarının dağılımı İDAK’da %12.9 (±11.9), ODAK’da %14.9 (±16.5), ADAK’da %25.8 (±20.3) ve MK’larda %22.5 (±20.1) olarak bulundu. Diferansiyasyonun azalması ile Ki-67 indeksinin arttığı izlendi. ADAK’ların Ki-67 indekslerinin ortalamaları İDAK ve ODAK’lara göre yüksek bulundu ve bu farklılık istatistiksel olarak da anlamlıydı (p=0.041 ve p=0.049). MK’ların Ki-67 indekslerinin ortalamaları da İDAK ve ODAK’lara göre yüksek bulunmakla birlikte bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05).
Resim 2: ADAK’da yüksek Ki-67 immünreaktivitesi (X200).
Genel olarak nonmüsinöz tümörlerin Ki-67 indeks ortalaması %16 olarak bulundu ve bu oranın müsinöz tümörlere göre düşük olduğu görüldü. Ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05).
Olguların evrelerine göre Ki-67 indeks ortalamalarına bakıldığında, evre A’daki tek olguda boyanma izlenmemiş olup, evre B’de %18.3 (±18.6), evre C’de %14.1 (±14.4) ve evre D’de %25.9 (±19.4) olarak bulundu. Evre D’de Ki- 67 indeks ortalaması diğer evrelere göre yüksekti ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05).
Tüm olguların Ki-67 indeks ortalaması olan %16 baz alındığında, %16’nın altında ve %16’nın üzerinde Ki-67 değeri olan olguların E-cadherin boyanma yoğunluğuna bakıldığında anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05).
Bizim çalışmamızda, histolojik alt tiplere ve diferansiyasyonlarına göre E-cadherin boyanma yoğunluğuna bakıldığında, az diferansiye adenokarsinom ve müsinöz karsinomlarda, iyi diferansiye adenokarsinom ve orta derecede diferansiye adenokarsinomlara oranla E-cadherin boyanma şiddetinde azalma izlendi. Tümörlerin evresi ve metastaz yapma özelliği yönünden bakıldığında ise bir ilişki bulunmadı.
Ki-67 tümör içersindeki prolifere hücreleri gösterme özelliğine sahip monoklonal antikordur. Çeşitli tümörlerde çalışılmış ve prognozla ilişkisi araştırılmıştır. Santral sinir sistemi tümörlerinde ise rutin olarak kullanılmaktadır. Ki- 67 pozitifliğinin prognostik faktörlerle ilişkisi kolorektal karsinomlarda da incelenmiştir. Kyzer ve arkadaşları 30 kolorektal karsinom rezeksiyon materyalinde Ki-67 indeksinin evre, lokalizasyon, tümör çapı, cinsiyet, yaş ve tümör diferansiyasyonu gibi çeşitli parametrelerle ilişkisini değerlendirmişler, Ki-67 indeksi ile metastazı bulunan hastalar arasında korelasyon bulmuşlar, ancak diğer parametreler arasında bir ilişki saptamamışlardır[11].
Bizim çalışmamızda az diferansiye adenokarsinomların Ki-67 indeksi, iyi diferansiye adenokarsinom ve orta derecede diferansiye adenokarsinomlara göre yüksek bulundu. Tümörlerin histolojik alt tipi, evresi ve metastaz yapma özelliği yönünden bakıldığında ise gruplar arasında Ki-67 indeksi ile anlamlı bir ilişki bulunmadı.
Bu çalışmada kolorektal karsinomlarda evre, diferansiyasyon ve histolojik alt tip gibi prognostik parametreler ile E-cadherin ve Ki-67 indeksi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlandı. Bu iki belirleyici birbirinden bağımsız olarak tümörün diferansiyasyonu ile ilişkili bulundu ve dolaylı olarak Ki-67 ve E-cadherin’in kolorektal karsinomların prognozunu belirlemede iyi tanımlanmış histopatolojik parametreler ile birlikte ek olarak kullanılabilecek kriterler olduğu sonucuna varıldı.
1) Jemal A, Thomas A, Murray T, Thun M. Cancer Statistics. CA Cancer J Clin 2002; 52: 23-47.
2) Fenoglio-Preiser C, Noffsinger AE, Stemmermann GN, et al. Carcinoma and other epithelial and neuroendocrine tumors of the large intestine. In: Gastrointestinal Pathology An Atlas And Text. Philadelphia, Lippincott-Raven; 1999; pp 909-1068.
3) Leon M, Sant M, Micheli A, et al. Clinical and pathologic prognostic indicators in colorectal cancer. Cancer 1992; 69: 626-35.
4) Dorudi S, Sheffield JP, Poulsom R, Northover JM, Hart IR. E-cadherin expression in colorectal cancer. An immunocytochemical and in situ hybridization study. Am J Pathol 1993; 142: 981-6.
5) Linden MD, Ma CK, Kubus J, Brown RD, Zarbo RJ. Ki-67 and proliferating cell nuclear antigen tumor proliferative indices in DNA diploid colorectal adenocarcinomas. Correlation with histopathologic characteristics and cell cycle analysis with two-color DNA flow cytometry. Am J Clin Pathol 1993; 100: 206-12.
6) Schuhmacher C, Becker I, Oswald S, et al. Loss of immunohistochemical E-cadherin expression in colon cancer is not due to structural gene alterations. Virchows Arch 1999; 434: 489-95.
7) Coman DR. Decreased mutual adhesiveness, a property of cells from squamous cell carcinomas. Cancer Res 1944; 1: 625-9.
8) Fearon ER, Cho KR, Nigro JM, et al. Identification of a chromosome 18q gene that is altered in colorectal cancers. Science 1990; 247: 49- 56.
9) Nigam AK, Savage FJ, Boulos PB, et al. Loss of cell-cell and cellmatrix adhesion molecules in colorectal cancer. Br J Cancer 1993; 68: 507-14.